Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Merhabalar, adım Zal R. Ekinci. Ted İstanbul Koleji’nde tam burslu okuyorum. Şu an dünyada yükselmekte olan yapay zekâ alanına çok büyük bir ilgim var ve üzerinde yapılan araştırma makalelerini okuyarak bilgi edinmekteyim. 4. Sanayi Devrimi sürecini takip ediyorum ve teknolojik inovasyon bilgi edinmeyi sevdiğim, eğlenceli bir ilgi alanım.
Kendi perspektifinizden Endüstri 4.0’ı nasıl tarif edersiniz?
Benim perspektifimde Endüstri 4.0 demek, inovasyon demektir. Endüstri 4.0’ın temel amaçlarından biri fabrikaları dijitalleştirmektir. Bu dijitalleştirilen fabrikaların ana amacı üretim kalitesini, hızını ve maliyetini azaltmaktır. Bu sayede halka satılan ürünlerin fiyatı azalırken üretim de ucuzlayacaktır. Bunun sonucu, hem tüketici hem de üretici için yararlıdır. 3. Sanayi Devrimi’nde üretimin makineleştirildiği gibi, 4. Sanayi Devrimi’nde bulut teknolojisi ve yapay zekâ gibi iletişim ağlarından yararlanılıp fabrikaların efektifliği artırılacaktır. Yapılan araştırmalar sonucu bu tür fabrikalarda %30’luk bir kazanç olacağı ön görülmektedir. Endüstri 4.0, sanayi alanında gelişmeler sağlamak dışında yan ürün olarak teknolojik ve hizmet açısından da harika bir destekte bulunuyor. Yapay zekânın gelişmesiyle sanayi, sağlık, eğitim ve eğlence endüstrileri gelişebilecektir ve fırsatlar sınırsız olacaktır.
İçerisinde bulunduğumuz Endüstri 4.0’a adaptasyon süreçleri sizin gelecekteki akademik ve diğer alanlardaki kariyer planlarınızı ne yönde etkiliyor?
Dünyanın değişmesi tabii ki benim akademi ve kariyer anlamında geleceğimi şekillendirmemde belirleyici olacaktır. Sonuçta değişmeyen tek şey değişimdir. Öncelikle yeni meslek fırsatları doğacak. Yapay zekâya olan ilgim nedeniyle de 4. Sanayi Devrimi benim için birçok fırsat yaratacak.
Dünyanın bu yeniliğe olan adaptasyon sürecinde, devrimin başarısını sağlamak ve ekonomik başarı için teknolojik inovasyona ihtiyaç olacak.
Fabrikalardaki robotlar arasından bulut ve yapay zekâ teknolojileri ile kesintisiz ve hızlı bir iletişim ağına ciddi bir şekilde ihtiyaç bulunmakta. Yapay zekâya dayalı şirketlerin de ortaya çıkacağı düşünülürse benim için gelecekte çok fazla iş olanağı oluşuyor. Herkes yapay zekâ araştırmalarını ateşle oynamaya benzetiyor; ancak tehlike olmadan ilerlemiş bir toplum ve daha yüksek yaşam standartları oluşamaz.
Endüstri 4.0’ın yansımalarını görebileceğimiz ilgi alanlarınızdan ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Endüstri 4.0 beni yaptığım projelerde etkiledi. Sadece teknolojik projelerde değil, aynı zamanda da sosyal projelerde de vizyonumun gelişmesini sağladı. Endüstri 4.0, beni en çok “İstanbul Inter-School Speaking Competition” sırasında etkiledi. Yarışma için konuşma konumu “The Benefits of AI on Future Jobs” olarak seçtim. Araştırmam sırasında 4 Sanayi Devrimi’ni ve bugün bizi getirdiği konumu anladım. Bu yarışmadan aynı zamanda yapay zekânın düşündüğümüz kadar tehlikeli olmadığı sonucunu da çıkardım. Bu yarışma sonucu İstanbul 2.’si oldum. İlgi alanlarıma bakacak olursak, şahsen yapay zekâyla çok ilgiliyim ve yapay zekânın kullanımıyla nasıl bağlantılı bir mekanik çalışma ağının oluştuğunu merak ediyorum. Bu yüzden de inovatif haberleri takip etmeyi severim, özellikle de Forbes’u.
İnovasyon, dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon gibi kavramları bütünsel bir şekilde değerlendirirseniz, üretimdeki kârlılık dışında bu kavramların yaşamımıza sunacakları katkıların neler olduğunu düşünürsünüz?
Yapay zekâ, inovasyon, otomasyon ve dijitalleşme para kazandırmak dışında da tabii ki etkili olacaktır. Öncelikle sağlık sektörüne bakalım; yapay zekâ ile çalışan robotik doktorlar hastanelerin acil bölümlerinde yaralılara daha hızlı tepki vererek daha çok canı kurtarabilecektir. Sanayide otomasyon kullanılmaya başlayınca işçilerin yerini robotlar almaya başlayacaktır. Bu robotların fabrikalarda çalışması, neredeyse hiçbir fabrika çalışanının fabrikadan zehirlenmeyeceği anlamına geliyor. Otomasyon ayrıca otomotiv sektöründe de kullanılarak kendi kendine çalışan arabalarla ehliyet sorununu da çözebilir. Bu, ayrıca yapay zekâya da gerek duymaktadır. Dijitalleşme ve inovasyona gelirsek; bu kavramlar bize özellikle bilgiyi kaydedip korumamızda çok yardımcı olacaktır. Yeni bulut yazılımları ile bilgiye daha rahat ulaşabileceğiz. Ayrıca, dijitalleşme ve inovasyon bize gelecek süreçte eğlence sektöründe de yardımcı olacaktır. İnsanlar VR gözlüklerinden oyun oynamayı çok seviyor; çünkü bunu ikinci bir hayat olarak algılıyorlar. İnovatif fikirler ve dijitalleşme aracılığıyla bu araştırmaya yapılan yatırımlar artacaktır; çünkü Endüstri 4.0 ile dijitalleşme çağına bir tek sanayi açısından girmiyoruz, her sektör bu durumdan etkilenecek.
Sürekli olarak, hakkında öğrenmeye ihtiyaç duyduğumuz yeni endüstri çağının bireylerini yetiştirebilmek adına eğitim kurumları nasıl bir rol üstlenmeli?
Öncelikle eğitim sisteminin bir reform geçirmesi gerekir. Şu anki eğitim sistemi hâlâ eski endüstri dönemlerinden kalmadır ve ana amacı fabrikalarda çalışan işçi yetiştirmektir. Eğitim sistemini değiştirmek ve Endüstri 4.0’a uygun bir hale getirmek için çok fazla öneri var. Bunlardan en etkili olacağını düşündüğüm yöntem, her öğrencinin ilgi alanlarına göre sınıflara ayrılması ve standart test sistemi diye bilinen notla en iyi öğrenciyi belirleme sisteminin kaldırılmasıdır. Bu yöntem sonucu işçi üretiminden bilim insanı ve inovasyoncu üretiriz. Kısacası eğitim kalitesini ve eğitimcilerin vizyonunu değiştirmeliyiz.
Bu alandaki gelişim ve vizyon dönüşümü için öncelik verilmesi gereken çalışma alanlarının neler olması gerektiğini düşünürsünüz?
Bu alanda gelişim olması için öncelikle yapay zekâ, bulut iletişim teknolojisi ve kodlama alanlarında ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Bu alanlardaki gelişmeyle beraber akıllı fabrika sistemine geçiş daha kolay olacaktır ve ayrıca bu teknolojiler beraberinde yalnız sanayi değil hizmet ve tarım sektörlerinde de kullanılabilir olacaklar. Bu üç teknolojinin ilerlemesiyle Endüstri 4.0’ın vizyonu genişleyecek ve yaratıcı fikirler artacaktır.
